Ana içeriğe atla

TARİH TANIKLARI

Tarihi tanıklıklar
Toplama kampında büyüyen Polonyalı bir kız çocuğundan ev çizmesini isterler. İşte sonuç.



Tarihi tanıklıklar 
ABD'de siyahilere karşı yapılan ırkçılığın hat safhada olduğu 1955 yıllarında, Rosa Parks adlı siyahi bir kadın bir gün otobüste oturarak seyahat ederken kendisinden yerini isteyen beyaz bir adama "Hayır" diyordu ve o gün bu "Hayır"ın tarihin akışını değiştirecek bir kelime olduğunu muhtemelen kendisi bile tahmin etmiyordu..
Tarihi tanıklıklar 
O yıllarda otobüslerin önü yalnızca beyazlara ayrılmıştı. siyahlara ise arkadaki koltuksuz, yani ayakta yolculuk edebilecekleri yerler vardı. İkisinin arasında da "karma" bir bölüm bulunuyordu. Ancak ön bölüm doluysa ve beyazlar ayakta kalmışsa, siyah yolcular o ara koltuklardaki yerlerini onlara vermek zorundaydı.

Tarihi tanıklıklar 
Beyazlar Parks'ı ölümle tehdit etmeye başladılar. Hiç kimse de ona iş vermeye yanaşmayınca, berber olan eşiyle birlikte yaşadığı yeri terk edip, Detroit'e göç etmek zorunda kaldı. Bu olaydan sonra ABD'de tarihin ilk sivil itaatsizlik eylemi başladı. Toplu ulaşım araçlarını boykot. siyahlar işlerine yaya gidip geldiler, araba sahibi olanlar araçlarını seferber ettiler, taksiler otobüs bileti parasına yolcu taşıdılar. Grev 381 gün sürdü.. Otobüs şirketi iflasın eşiğine geldi, çünkü yolcularının yüzde 75'ini siyahlar oluşturuyordu. Sonunda federal yüksek mahkeme 13 aralık 1956'da otobüslerde ırk ayrımcılığını yasakladı.
 

Siyah yolcu önden otobüse binip şoföre ücreti veriyor, sonra inip arka kapıdan araca atlıyordu.
Daha doğrusu atlamak zorunda kalıyordu. Çünkü sürücülerin çoğu ücreti aldıktan sonra siyah yolcunun binip-binmediğine aldırmadan hareket ediyordu. Onlara da otobüsün peşinden koşup atlamak kalıyordu. Rosa Parks o yorgun akşamında siyahlara ayrılmış koltukların en önüne oturdu. Yanındaki üç koltuğa üç siyah daha. Otobüste o sırada 36 yolcu vardı. 14 beyaz, 22 siyah. Birkaç durak sonra ön koltuklar dolup birkaç beyaz yolcu ayakta kalınca, şoför, Parks ve yanındakilerden her zamanki gibi emreden bir tonda yerlerini boşaltmalarını istedi. Üç siyah emre uydu. Ama Parks başına dikilen beyaz yolcuya rağmen kıpırdamadı bile. Şoför bir daha uyardı. Yine omuz silkti, "kusura bakmayın" dedi.Tarihi tanıklıklar

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

TESADÜF

Bazen herşeyi tesadüf deyip geçiştiriyoruz,oysa hayatta hiçbirşey tesadüf değildir.Herşeyin bir hesabı vardır,onuda yaratan,yapan bellidir zaten.

DİNGİNLİK

BAZEN BIRAK BİR YAPRAK GİBİ KENDİNİ SULARIN KOYNUNA ALIP GÖTÜRÜR SENİ BİLİNMEYEN ÖTELERE

Bir Dehanın İzleri – II.Abdülhamid Han, Talha Uğurluel

Medeni adam dostunu düşmanını tefrik etmemeli, her ikisine de aynı muameleyi yapmalı. Zira düşmanlara açıkça husumet göstermek akıl karı değildir. Dostlara da fazla güvenmek ahmaklıktan ileri gitmez, biz daima İngiltere’nin dostu görüneceğiz. Fakat onun hislerini, fikirlerini, siyasetini de bileceğiz. – Ermenileri Osmanlı Devleti’ne karşı alabildiğince kışkırtan Gladstone’un İngiliz Müstemleke Nazırı iken Lordlar Kamarası’nda söyledikleri de İngilizlerin bu coğrafyadaki ince hesaplarını açıkça ortaya koyuyordu. O gün Gladstone eline Kur’an-ı Kerim’i alarak kabinedekilere göstermiş ve: “Eğer bu kitabı Türklerin elinden alamazsak onları asla yenemeyiz” demişti. – Abdülhamid Han, hayatına kasteden ve ölüm cezasına çarptırılan mahkûm ile bizzat görüşür. Hususi dairesine kabul ettiği Jorris ile saatlerce baş başa kalır. Ne konuşmuştur, neler sormuştur bunu kimse bilmiyor. Tahsin Paşa, ‘Avrupa’da ayrılıkçı Ermeniler aleyhine çalışmak üzere kendisine vazife verdi’ diyor. ...