Ana içeriğe atla

ÜÇ FİLİTRE


Sokrates'in ‘Üçlü Filtre Testi’

Büyük filozof sokakta bir tanıdığına rastladı ve adam ona dedi ki; ‘Sana en yakın arkadaşınla ilgili duyduğum bir şeyi söylemek istiyorum’

Sokrates : Dur! Bana arkadaşım hakkında birşey söylemeden evvel sana “Üçlü Filtre Testi” yapacağım.

Adam : Üçlü Filtre mi?

Sokrates : Evet üçlü filtre testi. 

Şimdi birinci filtre; ‘Gerçeklik Filtresi' 

Bana birazdan söyleyeceğin şeyin tam anlamıyla gerçek olduğundan emin misin?

Adam : Hayır. sadece duydum.

Sokrates : Yani bunun tam olarak gerçek olup olmadığını bilmiyorsun. Tamam.

Şimdi ikinci filtreyi deneyelim, 'İyilik Filtresi'. Arkadaşım hakkında bana söylemek üzere olduğun şey ‘iyi’ birşey mi?

Adam: Hayır, tam tersi.

Sokrates : Anladım. Yani arkadaşım hakkında bana ‘gerçek’ olup olmadığından emin olmadığın ‘kötü’ bir şey söylemek istiyorsun. Tamam. Buna rağmen son testin sonucuna göre hala testi geçebilirsin. 

Son testim ‘İşe Yararlılık Filtresi'. 

Bana arkadaşım hakkında söyleyeceğin şey benim işime yarar mı?

Adam : Hayır, pek değil.

Sokrates : Anladım. Bu durumda bana söyleyeceğin şey doğru değil, iyi değil, işe yarar ve faydalı değilse bana niye söyleyesin ki?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

TESADÜF

Bazen herşeyi tesadüf deyip geçiştiriyoruz,oysa hayatta hiçbirşey tesadüf değildir.Herşeyin bir hesabı vardır,onuda yaratan,yapan bellidir zaten.

DİNGİNLİK

BAZEN BIRAK BİR YAPRAK GİBİ KENDİNİ SULARIN KOYNUNA ALIP GÖTÜRÜR SENİ BİLİNMEYEN ÖTELERE

Bir Dehanın İzleri – II.Abdülhamid Han, Talha Uğurluel

Medeni adam dostunu düşmanını tefrik etmemeli, her ikisine de aynı muameleyi yapmalı. Zira düşmanlara açıkça husumet göstermek akıl karı değildir. Dostlara da fazla güvenmek ahmaklıktan ileri gitmez, biz daima İngiltere’nin dostu görüneceğiz. Fakat onun hislerini, fikirlerini, siyasetini de bileceğiz. – Ermenileri Osmanlı Devleti’ne karşı alabildiğince kışkırtan Gladstone’un İngiliz Müstemleke Nazırı iken Lordlar Kamarası’nda söyledikleri de İngilizlerin bu coğrafyadaki ince hesaplarını açıkça ortaya koyuyordu. O gün Gladstone eline Kur’an-ı Kerim’i alarak kabinedekilere göstermiş ve: “Eğer bu kitabı Türklerin elinden alamazsak onları asla yenemeyiz” demişti. – Abdülhamid Han, hayatına kasteden ve ölüm cezasına çarptırılan mahkûm ile bizzat görüşür. Hususi dairesine kabul ettiği Jorris ile saatlerce baş başa kalır. Ne konuşmuştur, neler sormuştur bunu kimse bilmiyor. Tahsin Paşa, ‘Avrupa’da ayrılıkçı Ermeniler aleyhine çalışmak üzere kendisine vazife verdi’ diyor. ...