Ana içeriğe atla

DOMATES BİBER PATLICAN

 DOMATES BİBER PATLICAN'IN HİKAYESİ

Sene 1968 Barış Manço henüz 25 yaşında. Bir kızla tanışmış, çok sevmiş evlenme teklif edecekmiş, kızı evine çağırmış bir sürü hazırlık yapmış, ama cesaretini kolay kolay toplayamıyormuş. Öyle havadan sudan konuşmuşlar. ++

Barış Manço tam cesaretini toplamış lafa "Ben" diye girmiş, ama o da ne! Sokaktan geçen bir seyyar satıcı başlamış bağırmaya DOMATES BİBER PATLICAN! Bu sesten sonra zaten cesaretini zar zor toplayan Barış Manço dikkatini kaybetmiş, konuşamamış.

Kız da " senin gibi iki lafı bir araya getiremeyen bir adamla beraber olamam" demiş.

Barış Manço'da bu olaydan 20 yıl Domates biber patlıcan " şarkısını sonra çıkartmış. Şarkının sözleride aslında bu olayı anlatıyor.

Domates biber patlıcan

Bir anda bütün dünyam karardı.

Bu sesle sokaklar yankılandı Domates biber patlıcan

Keşke hislerimi sana açıkca

anlatabilseydim

Sana deli gibi aşık olduğumu

söyleyebilseydim Gözgöze geldiğimiz o anda sanki

Dilim tutuldu bir anda Konuşamadım karşında Oysa bütün cesaretimi toplayıp sana gelmiştim.

Senin için çarpan şu kalbi gör istemiştim Tam elini tutmak üzereyken Aşkımı itiraf edecekken

Sokaktan gelen o sesle yıkıldı dünyam........ BARIŞ MANÇO SAYGIYLA 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

TESADÜF

Bazen herşeyi tesadüf deyip geçiştiriyoruz,oysa hayatta hiçbirşey tesadüf değildir.Herşeyin bir hesabı vardır,onuda yaratan,yapan bellidir zaten.

DİNGİNLİK

BAZEN BIRAK BİR YAPRAK GİBİ KENDİNİ SULARIN KOYNUNA ALIP GÖTÜRÜR SENİ BİLİNMEYEN ÖTELERE

Bir Dehanın İzleri – II.Abdülhamid Han, Talha Uğurluel

Medeni adam dostunu düşmanını tefrik etmemeli, her ikisine de aynı muameleyi yapmalı. Zira düşmanlara açıkça husumet göstermek akıl karı değildir. Dostlara da fazla güvenmek ahmaklıktan ileri gitmez, biz daima İngiltere’nin dostu görüneceğiz. Fakat onun hislerini, fikirlerini, siyasetini de bileceğiz. – Ermenileri Osmanlı Devleti’ne karşı alabildiğince kışkırtan Gladstone’un İngiliz Müstemleke Nazırı iken Lordlar Kamarası’nda söyledikleri de İngilizlerin bu coğrafyadaki ince hesaplarını açıkça ortaya koyuyordu. O gün Gladstone eline Kur’an-ı Kerim’i alarak kabinedekilere göstermiş ve: “Eğer bu kitabı Türklerin elinden alamazsak onları asla yenemeyiz” demişti. – Abdülhamid Han, hayatına kasteden ve ölüm cezasına çarptırılan mahkûm ile bizzat görüşür. Hususi dairesine kabul ettiği Jorris ile saatlerce baş başa kalır. Ne konuşmuştur, neler sormuştur bunu kimse bilmiyor. Tahsin Paşa, ‘Avrupa’da ayrılıkçı Ermeniler aleyhine çalışmak üzere kendisine vazife verdi’ diyor. ...