Ana içeriğe atla

BEN İDAM İSTEMİYORUM ADALET İSTİYORUM

  • 28 şubat sürecinde idam cezası olsaydı ikna odaları yerine idam sehpaları konabilirdi. Bize adalet lâzım, idam değil.
  • Darbeciler için idam istemek oldukça romantik ve bize zarar verebilir. Yargıya sızmış olan gülenciler masum insanları idama gönderebilir.
  • Türkiye’nin sorunları idamsızlıktan değil adaletsizlikten kaynaklanıyor. Casuslar ve teröristler hakim, albay, general olabilirken idam olsa ne olur, olmasa ne olur?
  • Gülen çetesi hakim, polis, askerî okul girişlerinde kendi adamlarını koydu. Sahte delil üretmek bu kadar kolayken idam neyi çözer?
  • İdam cezasının tartışılması bile Gülen’in Türkiye’ye iadesini sorunlu hale getiriyor. Ama bunu anlayabilecek pek insan yok.
  • Darbeyi önlemek büyük bir başarıydı. Türkiye’nin değil dünyanın tarihinde bir benzeri yok. Ama adaletsiz bir ülkede idam zulüm getirir. Adalet ile intikam arasında fark vardır.
  • 1990’ların OHAL dönemi yargısız infazların bedelini hâlâ ödüyoruz.
  • Tecavüz haberi çıkınca da herkes idam ister. Oysa insanları mal gibi gösteren şiddet ve cinsellik dolu yayınlar idam edilse tecavüz çok azalır.
  • İdam isteyenler kötülüğü kendilerine yakıştıramadıkları için yapıyor bunu. Biz iyiyiz de.. içimizde sapıklar var. Gerçek böyle değil.
  • Bu kadar açlık varken yediği kebabın fotosunu instagram’da paylaşan da en az açık saçık giyinen kadar fuhuş yapmıyor mu?
  • Her kızdığımızda idam istiyoruz çünkü kötülükleri ötekileştirmek işimize geliyor. Başkalarının günahları çok büyük, bizimkiler kırıntı!
  • Çalanların kolunu keselim mi? Ne dersiniz? İnternetten izinsiz film, müzik indiren herkesin kolu kesilir değil mi?
  • İslâmî gerekçelerle idam isteyenler yanılıyor. İslâm’ın adaletini tesis etmeden had cezaları uygulanırsa büyük zulüm olur. Hem de İslâm adına!
  • İslâmî adalet olmadan İslâmî ceza istemek fındığın içini atıp kabuğunu yemek gibi. Hakimler sarık sarsın, her mahkemede Kur’an okunsun. Sonra?
  • Devlet eliyle insan öldürülünce adı “cinayet” olmuyor. “Ceza” diyoruz. Yani bir suç var, hak edilmiş(?) bir de cezası var.
  • Fakat birini idam edebilmek için suç anında “özgür iradeye sahip” olduğundan emin olmalıyız. Yani başka türlü davranma imkânı varken “suçu seçmiş” olmalı.
  • İdam sehpasına gelene kadar olan süreç yani delillerin toplanması vs bizde iyi işlemiyor.
  • Bizim Kemalist hakimlerimiz görevlerinin adalet değil rejimi müdafaa olduğunu sanıyor. Şapka giymeyeni idam etmişler.
  • 12 eylülde idam edebilmek için Erdal Eren’in yaşını büyüttüler… Mahkeme kararıyla! Bize idam değil adalet lâzım.
  • Adaleti zayıf bir devlete adam öldürme yetkisi vermekte sakınca var. Hukuk devleti olmayan bir organizasyon benim adıma kimseyi öldürmesin.
  • Tecavüzcüleri idam edelim mi? Peki haksız yere tecavüzle suçlananları aklayacak adalet sisteminiz yoksa ne olur?    (DERİN DÜŞÜNCE)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

TESADÜF

Bazen herşeyi tesadüf deyip geçiştiriyoruz,oysa hayatta hiçbirşey tesadüf değildir.Herşeyin bir hesabı vardır,onuda yaratan,yapan bellidir zaten.

DİNGİNLİK

BAZEN BIRAK BİR YAPRAK GİBİ KENDİNİ SULARIN KOYNUNA ALIP GÖTÜRÜR SENİ BİLİNMEYEN ÖTELERE

Bir Dehanın İzleri – II.Abdülhamid Han, Talha Uğurluel

Medeni adam dostunu düşmanını tefrik etmemeli, her ikisine de aynı muameleyi yapmalı. Zira düşmanlara açıkça husumet göstermek akıl karı değildir. Dostlara da fazla güvenmek ahmaklıktan ileri gitmez, biz daima İngiltere’nin dostu görüneceğiz. Fakat onun hislerini, fikirlerini, siyasetini de bileceğiz. – Ermenileri Osmanlı Devleti’ne karşı alabildiğince kışkırtan Gladstone’un İngiliz Müstemleke Nazırı iken Lordlar Kamarası’nda söyledikleri de İngilizlerin bu coğrafyadaki ince hesaplarını açıkça ortaya koyuyordu. O gün Gladstone eline Kur’an-ı Kerim’i alarak kabinedekilere göstermiş ve: “Eğer bu kitabı Türklerin elinden alamazsak onları asla yenemeyiz” demişti. – Abdülhamid Han, hayatına kasteden ve ölüm cezasına çarptırılan mahkûm ile bizzat görüşür. Hususi dairesine kabul ettiği Jorris ile saatlerce baş başa kalır. Ne konuşmuştur, neler sormuştur bunu kimse bilmiyor. Tahsin Paşa, ‘Avrupa’da ayrılıkçı Ermeniler aleyhine çalışmak üzere kendisine vazife verdi’ diyor. ...