Ana içeriğe atla

KUŞ KONMAZ CAMİİ

Mimar Sinan’ın şaheseri cami, kuzey ve güneyden gelen rüzgârların kesiştiği bir noktada olduğu için kuşlar camiye yaklaşmıyor. Üsküdar sahilini süsleyen tarihi Kuşkonmaz Camii, hikayesiyle de dikkat çekiyor. Gerçek ismi Şemsi Paşa olan camiyi diğer camilerden farklı kılan ise "çılgın projesi." 1500’lü yıllarda yaşamış olan Şemsi Paşa’nın Mimar Sinan’a yaptırdığı camiye kuşlar yaklaşamıyor. Şemsi Paşa’nın “Üzerinde kuşların uçmayacağı bir yer var mıdır?” sorusu üzerine ilmi ve mimari dehasını kullanan Mimar Sinan, Üsküdar’a kuşların konmadığı bir cami inşa etmiş. Caminin yapımından önce bir araştırma yapan Mimar Sinan, Üsküdar’da kuzeyden ve güneyden gelen rüzgârların kesiştiği bir nokta bulunca caminin yapılacağı yer de ortaya çıkmış. Kuzey ve güneyden gelen rüzgarların kesiştiği, dalgaların kıyıyı dövdüğü bir noktada çıkan titreşim seslerinden kuşların rahatsız olacağını düşünen Mimar Sinan, sahilin kıyısındaki yeri tespit etmiş ve böylelikle caminin yapımına başlanmış. 1580 yılında ibadete açılan bu cami zaman içinde halk arasında “Kuşkonmaz Camii” olarak anılmaya başlamış. Üsküdar’ın simgelerinden biri olan cami günümüzde “kuş konmayan cami” olarak da anılıyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

TESADÜF

Bazen herşeyi tesadüf deyip geçiştiriyoruz,oysa hayatta hiçbirşey tesadüf değildir.Herşeyin bir hesabı vardır,onuda yaratan,yapan bellidir zaten.

DİNGİNLİK

BAZEN BIRAK BİR YAPRAK GİBİ KENDİNİ SULARIN KOYNUNA ALIP GÖTÜRÜR SENİ BİLİNMEYEN ÖTELERE

Bir Dehanın İzleri – II.Abdülhamid Han, Talha Uğurluel

Medeni adam dostunu düşmanını tefrik etmemeli, her ikisine de aynı muameleyi yapmalı. Zira düşmanlara açıkça husumet göstermek akıl karı değildir. Dostlara da fazla güvenmek ahmaklıktan ileri gitmez, biz daima İngiltere’nin dostu görüneceğiz. Fakat onun hislerini, fikirlerini, siyasetini de bileceğiz. – Ermenileri Osmanlı Devleti’ne karşı alabildiğince kışkırtan Gladstone’un İngiliz Müstemleke Nazırı iken Lordlar Kamarası’nda söyledikleri de İngilizlerin bu coğrafyadaki ince hesaplarını açıkça ortaya koyuyordu. O gün Gladstone eline Kur’an-ı Kerim’i alarak kabinedekilere göstermiş ve: “Eğer bu kitabı Türklerin elinden alamazsak onları asla yenemeyiz” demişti. – Abdülhamid Han, hayatına kasteden ve ölüm cezasına çarptırılan mahkûm ile bizzat görüşür. Hususi dairesine kabul ettiği Jorris ile saatlerce baş başa kalır. Ne konuşmuştur, neler sormuştur bunu kimse bilmiyor. Tahsin Paşa, ‘Avrupa’da ayrılıkçı Ermeniler aleyhine çalışmak üzere kendisine vazife verdi’ diyor. ...