Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Kasım, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

KUŞ KONMAZ CAMİİ

Mimar Sinan’ın şaheseri cami, kuzey ve güneyden gelen rüzgârların kesiştiği bir noktada olduğu için kuşlar camiye yaklaşmıyor. Üsküdar sahilini süsleyen tarihi Kuşkonmaz Camii, hikayesiyle de dikkat çekiyor. Gerçek ismi Şemsi Paşa olan camiyi diğer camilerden farklı kılan ise "çılgın projesi." 1500’lü yıllarda yaşamış olan Şemsi Paşa’nın Mimar Sinan ’a yaptırdığı camiye kuşlar yaklaşamıyor. Şemsi Paşa’nın “Üzerinde kuşların uçmayacağı bir yer var mıdır?” sorusu üzerine ilmi ve mimari dehasını kullanan Mimar Sinan, Üsküdar’a kuşların konmadığı bir cami inşa etmiş. Caminin yapımından önce bir araştırma yapan Mimar Sinan, Üsküdar’da kuzeyden ve güneyden gelen rüzgârların kesiştiği bir nokta bulunca caminin yapılacağı yer de ortaya çıkmış. Kuzey ve güneyden gelen rüzgarların kesiştiği, dalgaların kıyıyı dövdüğü bir noktada çıkan titreşim seslerinden kuşların rahatsız olacağını düşünen Mimar Sinan, sahilin kıyısındaki yeri tespit etmiş ve böylelikle caminin yapımın...

VERME HAKKI

Verme hakkı “Neden küçük çocuklar yaptıkları resimleri büyüklere vermeyi bu kadar çok severler? Bir sevgi bağı oluşturmak? İçlerinden, kalplerinin derinliklerinden gelen o nesneyi vererek bir başka insanı mutlu etmek? Vermek en başta vereni mutlu eder. Zira vererek insan kendi büyüklüğünü, güzelliğini, gönül zenginliğini yaşar.” (1) Sokakta yaşayan çocuklar üzerine sayısız rapor var. Bu raporlar genellikle çocukların sorunları üzerine odaklandıklarından gerçekte önemli olanı gözden kaçırıyorlar: Bunlardan biri olan UNICEF ‘in 2005’te yayınladığı bir rapora göre dünyada 100 milyondan fazla çocuk sokakta yaşıyor. Yaşamak için çalıyor ve fuhuş yapıyorlar, bu hayata tahammül etmek için ise uyuşturucu kullanıyorlar. Bu çocukların % şu kadarı 15 yaşına gelmeden ölecek, % şu kadarı 18 yaşına gelmeden hapse girecek, … Peki ya kurtulanlar? Onlar nasıl çıkıyorlar bu sefalet-fuhuş-uyuşturucu girdabında...

BİNLERCE ÖLÜM

BİR ŞEHİRİ DOLDURACAK KADAR CESET Arakan’da bulunan gazetecilerden Türkiye gazetesi muhabiri Osman Sağırlı da, işi gereği 110 ülke dolaştığını ve dünyada görmediği mülteci kampının kalmadığını anlatarak şöyle konuştu: “ Gördüğüm ölülerin sayısını toplasanız bir şehir mezarlığı dolar ama böyle zulüm görmedim. Arakan'da katliam yok diyorlar. Ben rakamlarla bir şey söyleyeyim. Burma’nın yüz ölçümü 657 bin kilometrekare ve nüfus 48 milyon. Bangladeş’inki ise 144 bin kilometrekare ve nüfus 145 milyon. Aklı başında insanın düşünmesi lazım madem bu ülkede katliam yok böyle anormal bir göç olur mu. ” HERŞEY BİR YALAN HABERLE BAŞLADI Arakan'da şu ana kadar 4 bin Müslüman yakılarak ya da vurularak öldürüldü. 8 bin Müslüman'dan ise haber alınamıyor. Ve dünyanın hiç sesi çıkmaz,en ufak olayda kıyamet koparan batı medyasında ses yok, budizmi sevimli gösterip çakralarını aç,metitasyon yap kendine gel yalanlarıyla yaşıyanlarkör olmuş milyonlarca insan ses çıkarmad...

CUMHURİYET BİR TARİH DEĞİLDİR

Bir 29 Ekimi daha tipik taşra politikacılarına mahsus itiş kakış içinde idrak ettik. Kimisi Kaleye bayrak asılı asılmadığından kimisi de yeterince canlı kutlanmadığından şekvacı oldu. Çalgı çengi olmamasının sebebi hikmeti malum; 21. yy’da hala işçisinin can güvenliğini koruyup kollayamayan bir devletin efradıyız biz. Böyle bir devlet Cumhuriyetle yönetilse ne çıkar, muhtarlıkla yönetilse ne çıkar. Şimdi sırada 10 Kasım var; muhtemelen yine samimiyetler sınanacak, İzmirliler Ata’nın silüetini oluşturmak için beş on bin kişi toplayacak falan filan. Bazen kendime ‘yanlış algılayabiliyor olabilir miyim’ diye soruyorum. Hatta bu minval üzre bir yazı dahi yazmıştım. İddiam hala değişmedi ve düşüncem şudur ki, Kemalizm’in geçirdiği evreler birebir bir dinin tesisiyle örtüşmekte. Bu ülkedeki elitlerin ve bürokratik oligarşinin züppeliğini ben öteden beri İsevilerin kolaycılığına benzetmişimdir. Onlar da ‘Mesih çekilecek acıları çekti, bize acı bırakmadı’ yollu kolaycılığa saparl...