Sonsuzadek Mutlu

Bazen herşeyi tesadüf deyip geçiştiriyoruz,oysa hayatta hiçbirşey tesadüf değildir.Herşeyin bir hesabı vardır,onuda yaratan,yapan bellidir zaten.

Bazı insanlar soytarı görmek için sirke gider,sirkin sonunu beklerki soytarı çıksında onu görsün oysa günümüzde  herkes soytarı olmuş,sirke gerek yok etrafımız soytarı dolu,birde kendi soytarı olmuşken başkasını soytarılıkla suçlayıp gülüyor,arada sırada aynaya baksa kendi halini görecek ama başkasını suçlamak daha kolay geliyor

Aynı nehirde hem yıkan,hem tuvaletini yap,hem traş ol,hem ibadet et çok mistik diye anlatılıyor hem hindistan hemde ganj nehri ama oraya giderkende insanlar bir ton iğne oluyor hastalık kapmasın diye binbir dinin olduğu hindistan tezatlarla dolu buda insanın her ortama ayak uydurmasından kaynaklanıyor herhalde

300 yıl önce, Hindistan’ da Shah Jahan adlı bir imparator yaşardı. Büyük bir aşkla bağlandığı en gözde eşi çok güzel ve akıllıydı, danışmanlığını yapıyordu ve en sadık arkadaşıydı. Adı Mumtazi Mahal’di ve bu kısaltılarak Taç Mahal oldu. Sarayın gururu anlamına gelmekteydi. 1630 yılında imparatorun sevgili eşi öldü. İmparator öylesine üzüldü ki, tahtını bırakmaya karar verdi. Karısına duyduğu sevginin hatırasına dünyada görülmüş en güzel mezarı yaptırmaya karar verdi. Hindistan, Türkiye, İran ve Arabistan’dan en iyi sanatçıları ve mimarları çağırdı ve sonunda plan tamamlandı. 20.000 kişinin çalışmasıyla 18 yılın üzerinde bir zaman süresinde tamamlanan Taç Mahal, dünyadaki en muhteşem yapılarından biridir. 29 metre büyüklüğünde 6,7 metre yüksekliğinde bir platform üzerinde yer alır. Minareler, kuleler dört bir tarafından yükselir. Taç Mahal 61 metrelik yüksekliğiyle havada süzülür. Beyaz mermerden yapılmış ve sekiz köşelidir. Ve 12 çeşit yarı değerli taşla çiçekler işle...

Müthiş iki ses birarada biraz zaman ayırıp dinleyin lütfen.Kulaklarınızdaki trafik, yoğun iş ve insan seslerini bastırın biraz.

ASLA............................

„ “Allah rüzgarları gönderir böylece bir bulut kaldırır da onu nasıl dilerse gökte yayıp-dağıtır ve onu parça parça kılar; nihayet onun arasından yağmurun akıp çıktığını görürsün. Sonunda kendi kullarından dilediğine verince hemen sevince kapılıverirler.„ (Rum Suresi 48 Kar yağacağı zaman beyaz felaket geliyor de,Yağmura sel felaketi kelimesi yakıştır,şimdide acaba yağmur duasınamı çıksak acaba diye düşün sen Allahın rahmetini kötüle sonrada aman dile Allah genede affedicidir biz insan oğlu gibi yıkıcı yokedici değil Allahım  verdiğin nimetlere şükürler olsun  AMİN

BAZEN BAKIŞLAR ANLATIR HERŞEYİ.....................

ZUKARİKATEKİSHİ'dan sevgilisi RİDOTAKUARİKUSHİ'e........................RBY.

Anladım ki ağaçlar, toprağa acı verdikçe büyüyorlar.

Bazen ancak kelimeleri görebilirsin,ne duyabilir nede konuşabilirsin.

AŞK BUDUR

MUTLAKA ARAYIN CEVAP ALIN

İSRAİL İSTEDİĞİ KADAR BÜYÜK DUVAR YAPABİLİR,UNUTTU SANIRIM ÇİNLİLERİN YAPTIĞI ÇİN SEDDİNİ ALLAHIN DEDİĞİ OLUR.DUVARLARLA HİÇBİR ŞEYİ ENGELLEYEMEZSİN ÖNCE KENDİ KALBİNDEKİ DUVARLARI YIKMAN GEREKİR,YOKSA CENABI ALLAH YERLE YEKSAN EDER NE KADAR DUVAR VARSA

BABAMIN BİBERONU- mihrican keskin Çocuktum daha Uyuyan bir baba Yavaşça yaklaşıyorum yanına Yine biberonu yanında Gözlerine de uyku çökmüş ‘’Seni seviyorum baba’’ Bir hışımla eli yanağımda Sonra yuvarlanıyorum yatağın ayak ucuna Elindeki biberon olmak vardı baba Hiç değilse o hep yanında Gözün gibi bakıyorsun ona Neyimiz varsa veriyorsun da Gerçi neyimiz kaldı geriye baba Çocuktum daha Uyuyan bir baba Annemin elinde toz bezi Sabah sekiz akşam yedi.. Pencere kenarlarında annemi bekleyerek çocukluğum geçti… İşte sevimli bir haber Annem,annem göründü biraz ötede Koşarak açıyorum kapıyı, Yorgun bir bedeni karşılıyor gözlerim ‘’Anne seni çok özledim’’ Yorgunum oğlum…(kızım) Eski bir hayali yüzdürüyordum susuzlukta Annemin elindeki çantada.. Babamın biberonu alınmış gazeteye sarılı masada Gözlerim ufak bir çikolata arıyor ama.. Yok… Babamın büyümesini bekleyene kadar Ben rafa kaldırıyorum çocukluğumu… Büyüdüm.. Şimdi tozlu raftan elimde kalan; Babamın biberonu, Annemin toz bezi, Susuzluk...

Bu hanımlar kadir inanırı neden beğenirler hayran olurlar anlamam,adam her filmde,sevdiği kadını aldatır,başkasıyla beraber olur seni seviyorum diyen kadını bile tokatlar, döver sonrada kadınlar ona bayılır.Aynsını kocası yada sevgilisi yapsa onu hemen terkeder ama kadir inanır hala bir numara hatta bu yazıyı yazarken yanımdaki bir bayan bile ay kadir inanır gençliğinde çok yakışıklıydı dedi tam yazının üstüne beni haklı çıkardı demekki kadınlar kendini seven erkeklere değil onlara hükmeden erkekleri daha çok seviyor herhalde,ama yinede sevgi daha üstündür bence

BAZI ŞEYLERİ ANLAYAMAZSIN........................

Hangi vicdan ,hangi akıl ,hangi insan,ülkesini buhale sokar,binlerce vatandaşını,çoluk çocuk demeden katlader,sonrada rahatça uyur ,acaba hangi hayalle bunları yapıyor.Bu mubarek gecede Allah suriyedeki insanlara yardım etsin.RBY

YAĞMUR ENÇOK TOPRAĞI SEVER YAĞMUR ENÇOK TOPRAĞI SEVER YAĞMUR ENÇOK TOPRAĞI SEVER YAĞMUR ENÇOK TOPRAĞI SEVER,Toprak öyle bir bağrını açarki yağmura ,nasıl sevmezki toprak yağmuru.Toprak yağmuru hissettiği anda çıkan kokuyu kim sevmezki,her insan oh mis gibi toprak kokuyor der.İşte o koku yağmurun toprağa aşkı,toprağın yağmura olan sevgisidir.YAĞMUR ENÇOK TOPRAĞI SEVER. RBY.

Sevdiğinize mutlaka içinizden geçtiği anda seni seviyorum deyin,biriktirmeyin çünkü nezaman hayatımızın son bulacağını bilmiyoruz,biz daha söylemeden yok olup gidebiliriz bizimle beraber biriktirdiğimiz seni seviyorumlarda yok olup gidecek yazık etme sevdiğinede kendinede.Seni seviyorum.RBY.

Bu devir, sıradan insanın en parlak zamanı; duygusuzluğun, bilgisizliğin, tembelliğin, yeteneksizliğin, hazıra konmak isteyen bir kuşağın devridir. Kimse bir şeyin üzerinde durup düşünmüyor. Kendisine bir ülkü edinen çok az. Umutlu birisi çıkıp iki ağaç dikse herkes gülüyor: "Yahu bu ağaç büyüyünceye kadar yaşayacak mısın sen?" Öte yanda iyilik isteyenler, insanlığın bin yıl sonraki geleceğini kendilerine dert ediniyorlar. İnsanları birbirine bağlayan ülkü tümden yitti, kayıplara karıştı. Herkes, yarın sabah çekip gidecekleri bir handaymış gibi yaşıyor. Herkes kendini düşünüyor. kendisi kapabileceği kadar kapsın, geride kalanlar isterse açlıktan, soğuktan ölsün, vız geliyor .Dostoyevski

Zaman can çekişiyor,o kaçıyor ben kovalıyorum.Aslında can çekişen zaman değil benim herhalde

 BOL KESEDEN ATMAK KOLAY HADİ VER PARAYI.

Gel etme Yüreğim seni çağırırken Arkanı dönüp gitme Gel etme Bu sevda ateşi senin Gel hem yan hem yak Gel etme Can bu dayanırmı sanırsın Ne senle ne sensiz ayrılığa Gel etme Sonbaharmı geldi yüreğine Düşüyorsun yaprak misali Gel etme Yüreğim sana açık Sadece sana................................     RBY.

Gerçek ölüm mezara girdiğimizde başlıyor.Aslın da yaşadığımız her saniye ölüyoruz,o saniyeler geri gelmiyor,hayat geçiyor biz ölüyoruz yok oluyoruz,en son dünyadan ayrılışımız,gerçek ölümümüzle tamamlanıyor,Herkese rahmet eylesin diyorum ama önce  yani gerçekten ölmeden önce hepimize sağlıklı ömürler diliyorum(Ölüm bir yokoluş değil,yeni ebedi bir başlangıçtır)RBY.

Henüz sözcükleri tükenmemiş çiftler derin bir sessizlikte,sadece davranışlarıyla birbirleriyle konuşabilirlerdi.Bir bakış,bir dokunuş,bir tebessüm yeterdi artardı bile.Hatta bazen birbirlerine bakmadan bile ruhları iletişime geçebilirdi.

Birbirleriyle konuşacak mevzuları kalmamış çiftler hep üzer insanı,çünkü onlar birbirlerinin varlığının sevincini duymak yerine, kurmaca bir dünyanın kasvetiyle yaşar hale gelmiş insanlar gibi görünüyor herkese.                                                                           

Ne üzülürsün ne ağlar paralarsın kendini,geriye dönüp bak bakalım hiçbir derdin sonsuza kadar sürmüşmü ahlayıp puflama hiçbir dert sonsuz değildir,Mevlam sadece arasıra tozunu almak için pataklıyor.hepsi bu.Gel gör mevlam neyler,neylerse güzel eyler        RBY.

Sokağa çıkıp kime sorarsanız sorun Barış Mançoyu sevmeyen bir kişi bulamazsınız,öyle bir insandı herkes sever, herkes sayar,işte iyi bir insan örneği size, halktan olmuş,halka mal olmuş,halkı seven vatan sevdalısı bir adam,özlüyoruz onu Allah rahmet eylesin.