Ana içeriğe atla

MÜLTECİ

Mültecilere yardım ettiği için tutuklanan Fransız çiftçi Cédric Herrou’nun savcıya mektubu

cedric-herou Mültecilere yardım ettiği için tutuklanan Fransız çiftçi Cédric Herrou’nun savcıya mektubuSavcı Bey,
Annemi ve babamı ağlattınız, Kardeşimi ve arkadaşımı tutuklattınız.
Bizi hapse tıktınız; bize adi suçlular gibi köpek muamelesi yaptınız.
Anne-babası olmayan o 3 çocuğu almak için 30 kadar silahlı jandarmayı arazime soktunuz.
O zavallılar ki benim evimde bir aydır çocuk Sosyal Yardım Kurumu’ndan cevap bekliyorlardı.
Bu çocuklar savaşı, işkenceyi ve köleliği yaşadılar. Koruduğum bu çocuklar bana güvenmişlerdi. Siz Fransa adına çocuk haklarına tecavüz ettiniz.
Onlar ülkemizden emniyet bekliyorlardı. Ben yardım ettiğim insanlara karşı hassasım.
Biliyorsunuz ki özgürlüğüm sizin hapishanelerinizin parmaklıklarında bitmez ve siz acıtan yere vuruyorsunuz.
Bilmelisiniz ki sayın savcı, ben inançlarıma sadık kalacağım. Fransa’ma ve Fransa’mıza…
Fransa toprağındaki insanların ve çocukların haklarını Fransa cumhuriyetinin kurucu değerleri adına korumaya devam edeceğim.
Yalnız olduğumu zannetmeyin, biz binleriz, milyonlarız. Herkesin bir mesleği var, benimki çiftçilik; sizinki ise kanunlara uyulmasını sağlamak. O kanunlar ki beraber yaşamayı demokrasimizin temeli kılar.
Yaşasın Fransa’mız
Ve… senin temsil ettiklerin.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

TESADÜF

Bazen herşeyi tesadüf deyip geçiştiriyoruz,oysa hayatta hiçbirşey tesadüf değildir.Herşeyin bir hesabı vardır,onuda yaratan,yapan bellidir zaten.

DİNGİNLİK

BAZEN BIRAK BİR YAPRAK GİBİ KENDİNİ SULARIN KOYNUNA ALIP GÖTÜRÜR SENİ BİLİNMEYEN ÖTELERE

Bir Dehanın İzleri – II.Abdülhamid Han, Talha Uğurluel

Medeni adam dostunu düşmanını tefrik etmemeli, her ikisine de aynı muameleyi yapmalı. Zira düşmanlara açıkça husumet göstermek akıl karı değildir. Dostlara da fazla güvenmek ahmaklıktan ileri gitmez, biz daima İngiltere’nin dostu görüneceğiz. Fakat onun hislerini, fikirlerini, siyasetini de bileceğiz. – Ermenileri Osmanlı Devleti’ne karşı alabildiğince kışkırtan Gladstone’un İngiliz Müstemleke Nazırı iken Lordlar Kamarası’nda söyledikleri de İngilizlerin bu coğrafyadaki ince hesaplarını açıkça ortaya koyuyordu. O gün Gladstone eline Kur’an-ı Kerim’i alarak kabinedekilere göstermiş ve: “Eğer bu kitabı Türklerin elinden alamazsak onları asla yenemeyiz” demişti. – Abdülhamid Han, hayatına kasteden ve ölüm cezasına çarptırılan mahkûm ile bizzat görüşür. Hususi dairesine kabul ettiği Jorris ile saatlerce baş başa kalır. Ne konuşmuştur, neler sormuştur bunu kimse bilmiyor. Tahsin Paşa, ‘Avrupa’da ayrılıkçı Ermeniler aleyhine çalışmak üzere kendisine vazife verdi’ diyor. ...