Ana içeriğe atla

BAZI ÇOCUKLAR ÇUKULATADAN NEFRET EDER

Bütün çocuklar çikolata sever mi? Büyük markalar kârlarını arttırmak için çocukları köle olarak çalıştırıyor.
  • Büyük firmalar güya “sorumlu” üretimi destekliyor ama gerçekte üreticiye öyle bir fiyat baskısı uyguluyorlar ki kölelik tek çare(!)
  • Çikolata üreticileri 100 milyar $ civarında bir pazarı paylaşıyor. 2 milyondan fazla çocuk, bazen ailelerinden çalınarak köle yapılıyor.
  • Çikolata için köle yapılan çocuklar, boylarından büyük tarım araçları ve pala gibi tehlikeli aletler kullanmak zorunda. Tabi okul vs imkânsız.
  • Kanunların çikolata köleliğine engel olması zor. Zira bu sistem çocuklardan başka kimseye zarar vermiyor. Avrupa ve ABD memnun.
  • Ayrıca milyarlarca dolar kâr eden küresel firmaların lobi (=rüşvet) kapasitesi çok yüksek. Zaten İsviçre veya Almanya fazla kızdırırsa Fransa’ya giderler.
  • Dünya altın rezervlerinin %6’sına sahip olan Mali’de 15.000 çocuk köle var. Batı destekli hırsızların yönettiği ülkeler daima böyledir.
  • Çözüm? Tüketicinin (varsa) vicdanı olabilir. Avrupa’da üretilen çikolataları ve ithal kakao (ve yağı) ile üretilen yerli markaları yemek zorunda değiliz.
  • Biz iyiyiz de dünya mı kötü? Yoksa bencillik ve umursamazlığımız, çikolata köleliğinde mi tecessüm ediyor?
  • Belçikalılar, Kongo’da yeterince(!) kakao ve kauçuk toplamayan babaların çocuklarının ellerini kesiyordu. Bugün de Mali, Gana ve Fildişi Sahilleri’nde köle çocuk çalıştıran Avrupa ve ABD firmaları bunların torunlarıdır.http://www.derindusunce.org/wp-content/uploads/2017/04/cikolata-kolelik-1a.jpg

    • Çözüm? Tüketicinin (varsa) vicdanı olabilir. Avrupa’da üretilen çikolataları ve ithal kakao (ve yağı) ile üretilen yerli markaları yemek zorunda değiliz.
    • Biz iyiyiz de dünya mı kötü? Yoksa bencillik ve umursamazlığımız, çikolata köleliğinde mi tecessüm ediyor? 
    • Dünya altın rezervlerinin %6’sına sahip olan Mali’de 15.000 çocuk köle var. Batı destekli hırsızların yönettiği ülkeler daima böyledir.

    Yorumlar

    Bu blogdaki popüler yayınlar

    TESADÜF

    Bazen herşeyi tesadüf deyip geçiştiriyoruz,oysa hayatta hiçbirşey tesadüf değildir.Herşeyin bir hesabı vardır,onuda yaratan,yapan bellidir zaten.

    DİNGİNLİK

    BAZEN BIRAK BİR YAPRAK GİBİ KENDİNİ SULARIN KOYNUNA ALIP GÖTÜRÜR SENİ BİLİNMEYEN ÖTELERE

    Bir Dehanın İzleri – II.Abdülhamid Han, Talha Uğurluel

    Medeni adam dostunu düşmanını tefrik etmemeli, her ikisine de aynı muameleyi yapmalı. Zira düşmanlara açıkça husumet göstermek akıl karı değildir. Dostlara da fazla güvenmek ahmaklıktan ileri gitmez, biz daima İngiltere’nin dostu görüneceğiz. Fakat onun hislerini, fikirlerini, siyasetini de bileceğiz. – Ermenileri Osmanlı Devleti’ne karşı alabildiğince kışkırtan Gladstone’un İngiliz Müstemleke Nazırı iken Lordlar Kamarası’nda söyledikleri de İngilizlerin bu coğrafyadaki ince hesaplarını açıkça ortaya koyuyordu. O gün Gladstone eline Kur’an-ı Kerim’i alarak kabinedekilere göstermiş ve: “Eğer bu kitabı Türklerin elinden alamazsak onları asla yenemeyiz” demişti. – Abdülhamid Han, hayatına kasteden ve ölüm cezasına çarptırılan mahkûm ile bizzat görüşür. Hususi dairesine kabul ettiği Jorris ile saatlerce baş başa kalır. Ne konuşmuştur, neler sormuştur bunu kimse bilmiyor. Tahsin Paşa, ‘Avrupa’da ayrılıkçı Ermeniler aleyhine çalışmak üzere kendisine vazife verdi’ diyor. ...