Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

TOKLUK

Birkaç gündür reklam panolarında gözüme ilişiyor o slogan. Sade. Şaşırtıcı. Sarsıcı. Sahici. İçinden yakalıyor insanı. “Açken SEN, SEN Değilsin” Tıp adamı tarafımla onaylıyorum cümleyi. Kan şekeri düşen insan asabileşir, kontrolünü yitirir. Kendisi olmaktan çıkar sahiden. Çikolata reklamı için yerinde bir cümle. Net bir tıbbi gerçekliğe dayanıyor. Hatırı sayılır. Bu cümlenin hatırını bu kadarla saymış olalım. Kanaatimce, her  yerde, her zaman, hiç olmazsa bugünlerde billboardlarda ve panolarda görmemiz gereken slogan bunun tersi olmalı: “Tokken SEN, SEN değilsin.” Tokluk, duyguları sağırlaştırır. Dışarıya ilgiyi azaltır. Başkalarına dair kaygılarımızı söndürür. İnsanı kendi kendine yeter sandırır. Hele de aşırı tokluk, hiç acıkma deneyimi yaşamamak, çevremize duyarsız kılar bizi. Diğerkâm olunmaz tokken. Tok acın halinden bilmez. Tokken, yardım için eller cebe gitmez. Paylaşmaya aklımız yatmaz. Bencilleşiriz. “Bana ne!”lerimiz çoğalır. Bahanelere yaslanırız. Konfo...

KİM AÇ KİM TOK

Yemek beyenmemek,elbise beyenmemek,şunun rengi güzel değil,bunun tadı iyi değil,benim takımım seninkini döver,benim arabam daha güzel,bu ekmek çok bayat,bunun kokusu güzel değil,ben aynı yemeği iki gün üstüste yemem,acaba bugün hangi elbisemi giysem armudun sapı üzümün çöpü,durmadan boş işlerle uğraşararak ve büyük bir benlik ve egoyla yaşıyoruz.Bize öğretilen ve gösterilen dünyayla sanırım gerçekte yaşanan hayat vede afrika sanırım bambaşka inşaallah birgün insanlığımızı geri kazanırız ve başkalarınıda düşünürüz

CEM KARACA

ANADOLU ROCK DENİNCE CEM KARACA TEK

ÇILGIN MUHALEFET

M. Şevket Eygi / Vahdet Gazetesi msevketeygi@gazetevahdet.com GÖR­MÜ­YOR mu­su­nuz, adam­lar çıl­gın gi­bi, her ko­nu­yu, her üzü­cü ha­di­se­yi, her fe­la­ke­ti, her ka­za­yı, her ci­na­ye­ti, her şe­yi si­ya­si­leş­ti­ri­yor, fit­ne fe­sa­da alet edi­yor,  yı­kı­cı bir mu­ha­le­fet mal­ze­me­si ola­rak kul­la­nı­yor. Çok üzü­cü, çok kahr edi­ci bir ma­den ka­za­sı olu­yor, üç yüz ki­şi ölü­yor, bu he­men si­ya­si­leş­ti­ri­li­yor, si­vil dar­be tam­tam­la­rı ça­lı­nı­yor. Bir üni­ver­si­te­li kız  fe­ci şe­kil­de öl­dü­rü­lü­yor, ger­çek­ten üzü­cü,  ger­çek­ten vah­şi­ce bir ci­na­yet. Bu da çı­ğı­rın­dan çı­kar­tı­lı­yor. Bü­yük yük­sek bi­na­da­ki asan­sö­rün ipi ko­pu­yor, dü­şü­yor, on­dan faz­la iş­çi ölü­yor, tam­tam­lar ça­lı­nı­yor. San­ki bu adam­lar her fe­la­ket­ten, her ka­za­dan, her ci­na­yet­ten, her olum­suz­luk­tan   sa­pık bir zevk ala­rak  bun­la­rı  ala­bil­di­ğin­ce alet ve is­tis­mar edi­yor. Halk sa­mi­...

HİÇLİK MAKAMI

Zamanında Nasrettin hoca ile alay etmek isteyen biri Hoca’ya sormuş: “Kimsin?” “Hiç” demiş Hoca, “Hiç kimseyim.” Dudak büküp önemsemediklerini, hatta bir parça aşağıladıklarını görünce, sormuş Hoca: “Sen kimsin?” “Filan sancağın yöneticisiyim” demiş adam böbürlene böbürlene. “Sonra ne olacaksın?” diye sormuş Nasrettin Hoca. “Herhalde vali olurum” diye cevaplamış adam. “Daha sonra?” diye üstelemiş Hoca. “Vezir” demiş adam. “Daha daha sonra ne olacaksın?” “Bir ihtimal sadrazam olabilirim.” “Peki, ondan sonra?” Artık makam kalmadığı için adam boynunu büküp son makamını söylemiş: “Hiç.” “Daha niye böbürleniyorsun be adam. Ben şimdiden senin yıllar sonra gelebileceğin makamdayım: “Hiçlik makamında!”  

ETME

Duydum ki Bizi Bırakmaya Azmediyorsun Etme Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun, etme. Başka bir yar, başka bir dosta meylediyorsun, etme. Sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı? Hangi hasta gönüllüyü kastediyorsun, etme. Çalma bizi, bizden bizi, gitme o ellere doğru. Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun, etme. Ey ay, felek harab olmuş, altüst olmuş senin için... Bizi öyle harab, öyle altüst ediyorsun, etme. Ey, makamı var ve yokun üzerinde olan kişi, Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun, etme. Sen yüz çevirecek olsan, ay kapkara olur gamdan. Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun, etme. Bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan. Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun, etme. Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer; Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun, etme. Ey, cennetin cehennemin elinde oldugu kişi, Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun, etme. Şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize, O zehiri o şekerle sen bir ediyorsun, etme. Bizi sevindiriyo...

An'lar

Sil baştan yaşama şansım olsaydı eğer, oturup saymazdım eski yanlışlarımı. Kusursuz olmaya çalışmaz, rahat bırakırdım yüreğimi. Ve elbette çok daha coşku dolu olurdu sevdalarım, içine az buçuk da ciddiyet katılmış. Bu denli titiz olmazdım hiç, öyle bir şansım olsaydı eğer. Korkmazdım daha çok riske girmekten. Daha çok yolculuğa çıkar, gündoğumlarını kaçırmazdım asla; hele dağlara tırmanmanın keyfini. Hiç bilmediğim yerlere giderdim gidebildiğimce. Doyasıya dondurma yer, boşverirdim kurufasülyenin nimetlerine Öyle bir şansım olsaydı eğer, dertlerim de yaşamın gerçeğini taşırdı, yalnızca düşlerin değil İşte hani onlardan, her dakikasını verimli geçirenlerden biriydim. Aynı an’lara geri dönebilseydim eğer, yalnızca iyi ve güzel olanlarını tatmak isterdim yeniden. Öğrenemediyseniz hala, öğrenin artık: Yaşam an’lardan oluşur. Sadece an’lardan… Şimdi’yi yakalayın. Yanında termometresi, bir şişe suyu, şemsiyesi ve paraşütü olmadan yerinden kıpırdayamayanlardan biriydim...

ALİ ADNAN MENDERES

Neden,nasıl,neye dayanarak,bir başbakanını asar bir ülke.Hala onun yaptığı yollarda sürüyoruz arabalarımızı.Zavallı görüyorum onu bu yola sürükleyip canını alan insanları.Şimdi herkes pişman herkes günah çıkarır gibi af diliyor,kimden diliyorsa herkes,neden kelimesinin yakıştığı ve açıklanamayan en berbat olay bu olsa gerek