Ana içeriğe atla

BIRAKIN ÇOCUKLAR ÇOCUK KALSIN

Son dönemde ‘Çocuk kafası Çocuk modası’ sloganıyla reklamları yapılan Koton firmasının çocuk kıyafet tanıtımı, Pedagoji Derneği’nin tepkisiyle karşılaştı. Çocukların yetişkin kadın ve erkekler gibi giydirilmesi, kız çocuklarının ağır makyajlı ve kadınsı halleri,  çocukların  ’moda’ algısıyla ayrıcalıklı olabileceği empozesi, derneğe bağlı uzmanların tepkisini çekti.
Pedagoji Derneği Genel Başkanı Mehmet Teber, yayınladıkları bildirinin ardından verdiği röportajda; ”Koton reklamı masum çocukları bir yetişkin gibi lanse ediyor. Çocukları birer yetişkin kıyafeti içerisinde sunarak, yetişkin edalarını onlara takarak kötü örnek oluşturuyor” dedi ve sözlerine şöyle devam etti:
“Çocukların çocuk kalmaya ihtiyacı var. Özellikle kız çocuklarına yapılan yoğun makyaj, kadınsı kıyafetler çocuk bedeninin bir yetişkin gibi algılanmasına yol açar. Bu durum da pedofiliye zemin hazırlar. Çocukların çocuksuluğunu korumak hepimizin görevi.”

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

TESADÜF

Bazen herşeyi tesadüf deyip geçiştiriyoruz,oysa hayatta hiçbirşey tesadüf değildir.Herşeyin bir hesabı vardır,onuda yaratan,yapan bellidir zaten.

DİNGİNLİK

BAZEN BIRAK BİR YAPRAK GİBİ KENDİNİ SULARIN KOYNUNA ALIP GÖTÜRÜR SENİ BİLİNMEYEN ÖTELERE

Bir Dehanın İzleri – II.Abdülhamid Han, Talha Uğurluel

Medeni adam dostunu düşmanını tefrik etmemeli, her ikisine de aynı muameleyi yapmalı. Zira düşmanlara açıkça husumet göstermek akıl karı değildir. Dostlara da fazla güvenmek ahmaklıktan ileri gitmez, biz daima İngiltere’nin dostu görüneceğiz. Fakat onun hislerini, fikirlerini, siyasetini de bileceğiz. – Ermenileri Osmanlı Devleti’ne karşı alabildiğince kışkırtan Gladstone’un İngiliz Müstemleke Nazırı iken Lordlar Kamarası’nda söyledikleri de İngilizlerin bu coğrafyadaki ince hesaplarını açıkça ortaya koyuyordu. O gün Gladstone eline Kur’an-ı Kerim’i alarak kabinedekilere göstermiş ve: “Eğer bu kitabı Türklerin elinden alamazsak onları asla yenemeyiz” demişti. – Abdülhamid Han, hayatına kasteden ve ölüm cezasına çarptırılan mahkûm ile bizzat görüşür. Hususi dairesine kabul ettiği Jorris ile saatlerce baş başa kalır. Ne konuşmuştur, neler sormuştur bunu kimse bilmiyor. Tahsin Paşa, ‘Avrupa’da ayrılıkçı Ermeniler aleyhine çalışmak üzere kendisine vazife verdi’ diyor. ...