Ana içeriğe atla

ZENGİNLİK


RSS Feed for This Post

Kantor’un hazinesi ve ibretlik cenaze

 İstanbul’da o cenaze merasiminin olduğu gün, cenaze sokak sokak dolaştırılmış, her sokakta para dağıtılmıştır. Cenaze meşhur Kantor’un cenazesidir. Hani Kantor’un hazineleri derler ya işte o adam!

Kantor Okmeydanı’ndan aşağıya inerken Sütlüce sırtında büyük bir konağın sahibiymiş ve o konağın altında silme altınları varmış. En büyük zevki de her akşam inip altınlarını saymakmış.
Günün birinde Kantor yine altınlarını saymak için aşağı inmiş fakat hava cereyanından mı yoksa başka bir şeyden mi bilinmez, kapı üzerine kapanıvermiş. Kantor içeride altınlarla beraber kilitli kalmış. Ne kadar bağırdıysa da kimseye sesini duyuramamış ve orada öleceğini fark etmiş. Elindeki kalem kâğıtla bir vasiyet yazmış: “Para içerisinde açlıktan ölüyorum. Bu insanlara ibret olsun. Cenazem İstanbul sokaklarında ‘parası olduğu halde açlıktan ölen insan’ diye dolaştırılsın, sokaklardan geçilirken de ahâliye para dağıtılsın.”
Fahreddin Efendi Hazretleri der ki: “Süt dayımla biz bir kaç mahalle koştuk. O beni omzunda taşıyordu. Oradan parayı alıyorduk, aşağı mahalleye iniyor, bir daha para alıyorduk. Bir kaç sokakta hep para aldık.”

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

TESADÜF

Bazen herşeyi tesadüf deyip geçiştiriyoruz,oysa hayatta hiçbirşey tesadüf değildir.Herşeyin bir hesabı vardır,onuda yaratan,yapan bellidir zaten.

DİNGİNLİK

BAZEN BIRAK BİR YAPRAK GİBİ KENDİNİ SULARIN KOYNUNA ALIP GÖTÜRÜR SENİ BİLİNMEYEN ÖTELERE

Bir Dehanın İzleri – II.Abdülhamid Han, Talha Uğurluel

Medeni adam dostunu düşmanını tefrik etmemeli, her ikisine de aynı muameleyi yapmalı. Zira düşmanlara açıkça husumet göstermek akıl karı değildir. Dostlara da fazla güvenmek ahmaklıktan ileri gitmez, biz daima İngiltere’nin dostu görüneceğiz. Fakat onun hislerini, fikirlerini, siyasetini de bileceğiz. – Ermenileri Osmanlı Devleti’ne karşı alabildiğince kışkırtan Gladstone’un İngiliz Müstemleke Nazırı iken Lordlar Kamarası’nda söyledikleri de İngilizlerin bu coğrafyadaki ince hesaplarını açıkça ortaya koyuyordu. O gün Gladstone eline Kur’an-ı Kerim’i alarak kabinedekilere göstermiş ve: “Eğer bu kitabı Türklerin elinden alamazsak onları asla yenemeyiz” demişti. – Abdülhamid Han, hayatına kasteden ve ölüm cezasına çarptırılan mahkûm ile bizzat görüşür. Hususi dairesine kabul ettiği Jorris ile saatlerce baş başa kalır. Ne konuşmuştur, neler sormuştur bunu kimse bilmiyor. Tahsin Paşa, ‘Avrupa’da ayrılıkçı Ermeniler aleyhine çalışmak üzere kendisine vazife verdi’ diyor. ...