Sil baştan yaşama şansım olsaydı eğer, oturup saymazdım eski yanlışlarımı. Kusursuz olmaya çalışmaz, rahat bırakırdım yüreğimi. Ve elbette çok daha coşku dolu olurdu sevdalarım, içine az buçuk da ciddiyet katılmış. Bu denli titiz olmazdım hiç, öyle bir şansım olsaydı eğer. Korkmazdım daha çok riske girmekten. Daha çok yolculuğa çıkar, gündoğumlarını kaçırmazdım asla; hele dağlara tırmanmanın keyfini. Hiç bilmediğim yerlere giderdim gidebildiğimce. Doyasıya dondurma yer, boşverirdim kurufasülyenin nimetlerine Öyle bir şansım olsaydı eğer, dertlerim de yaşamın gerçeğini taşırdı, yalnızca düşlerin değil İşte hani onlardan, her dakikasını verimli geçirenlerden biriydim. Aynı an’lara geri dönebilseydim eğer, yalnızca iyi ve güzel olanlarını tatmak isterdim yeniden. Öğrenemediyseniz hala, öğrenin artık: Yaşam an’lardan oluşur. Sadece an’lardan… Şimdi’yi yakalayın. Yanında termometresi, bir şişe suyu, şemsiyesi ve paraşütü olmadan yerinden kıpırdayamayanlardan biriydim...